11 Ekim 2011 Salı

hasta ettin beni kurumsal yaşam!


Son birkaç gündür patronlarımın bana yaşattıkları bağışıklık sistemimi zayıflattı ve hastayım şu an. Ne zaman moralim bozulsa hastalıklara daha yatkın oluyorum zaten. Diyorum ki kendime takma bu kadar, işi işte bırak ve geç. Öğrenemiyorum bir türlü profesyonel olmayı, katı kalpli durmayı ve kendimi dış etkenlerden korumayı. İçine ata ata böyle hasta olursun işte, ben de hakettim bunu. eminim sevgili patronum çok endişelenmişsindir benim için, hala aranmadığıma göre işler yolunda galiba!

bütün derdim mükemmel olmak, gerisi sadece takıntı!

işe başlayana kadar kendi halinde bir insandım, hayatı olduğu gibi yaşayan, küçük sorunları dert etmeyen, hatta sorunlarımı eğlenceli bir şekilde ele alan sonrasında da önüme bakan geçen bir insandım. işe başladım başlayalı ufak tefek her şey sorun olmaya, gözümde büyüyüp çözümlenemez hale gelmeye başladı. nedeni ise en ufak hatanın bedelinin ağır olması. bir de her şeyi mükemmel yapmaya çalıştıkça daha çok hata yaptığımı fark ettim. çünkü zihnim hata yapmamaya odaklanıyor bu sefer de panikten saçma sapan hatalar yapıyorum. iş hayatında mükemmel olmaya çalışırken kendi hayatımda çuvallıyorum.garip takıntılar edinmeye başladım, garip kontrol noktaları oluşturmaya başladım yaptığım işlerde ve en vahimi de özel hayatımda da bu kontrol noktalarına bağımlı olmaya başlamam. kurumsal yaşamda ne kadar mükemmel iş çıkarsanız da en ufak bir hata bütün işi gölgeleyebilir. bu da yerli yersiz takıntıları getiriyor beraberinde.
yöneticim benden mükemmel iş beklemeye ve varabilecek son noktaya şirketler performans demeye devam ettikçe tüm bu takıntılar da beraberinde gelecek gibi görünüyor, çok şaşırmamam gerek. takıntılar hayatımın bir parçası oldu ve geri kalan her şey takıntılarıma göre şekilleniyor. neden peki? sadece sistem içinde mükemmel olabilmek için!! 
çok zor ama takıntıların hayatı ele geçirmesine izin vermemek gerek!!