Hem sabahtan akşama kadar canım çıkana kadar ofiste çalışacağım sonra da çılgın İstanbul trafiği içinde bitap bir şekilde eve varacağım, akşam ne yiyeceğiz derdiyle apar topar yemek hazırlayacağım, saçma sapan dizilerden birine takılacağım ve uykum gelip uyuyacağım ve bana kendimi toparlayacak sadece haftasonu kalmışken anlamlı bir hayat yaşadığımı düşüneceğim. Açıkçası iş çıkışı yapılacak pek bir alternatif de kalmıyor. Arkadaşlarımın çoğu ya spora gidiyor ya sinemaya ya da AVMlere. Havaların soğuk olmasının da etkisi var bunda tabii. Hafta içi dışarı çıkmıyorum genelde aşırı yorgun olduğum için. Çok mu pesimistim bilmiyorum ama ofis çalışanlarının en azından haftaiçi çok da anlamlı bir hayat yaşaması pek mümkün görünmüyor bana. Polyanna'yı oynuyormuşuz gibi hissediyorum, Starbucks'ta kahve içerek, yeni açılan çok popüler bir yerde yemek yiyerek, herkesin konuştuğu o filmi izlemek için sinemaya giderek, indirim başlamış haydi alışverişe, off çok bunaldım gece dışarı çıkayım bari diyerek sistem içinde eriyerek kazandığımız paraları yine sistemin sağlığı için harcıyoruz. Ve anlamlı bir hayat yaşadığımızı düşünüyoruz. Bilmiyorum hayatın anlamını böyle şeylerde bulmasak zaten kurumsal yaşama devam etmemiz mümkün olmazdı :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder